
Kirill Vselensky, Moskova’da bir binanın pervazına çıkmış, Dima Balashov da fotoğrafını çekiyor. 24 yaşındaki bu gençler yüksek yerlere çıkma tehlikesini göze alıp yeteneklerini Instagram’da sergiliyorlar: @kirbase ve @balashovenator.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından 25 yıl sonra, pek çok Rus genci eski dönemin istikrarlı yapısına özlem duyuyor ve milliyetçi devlet başkanlarını kahraman olarak görüyor.
Tren istasyonunun yanındaki otelde buluştuğumuzda beni nereye götüreceğine karar veremiyor. Ural Dağları’nın doğu eteklerindeki çökmeye yüz tutmuş sanayi kenti Nijniy Tagil’in yaz tozuyla örtülü sokaklarında yürüyoruz. Adı Sasha Makarevich. 24 yaşında bir işçi. Sırtından aşağı sarı bir atkuyruğu uzanıyor. Kolları kesilerek yapılmış kot yeleğinin üzerine Konfederasyon bayrağı dikilmiş. “Neden?” diye soruyorum. “Bağımsızlık anlamına geldiğini düşünmüştüm,” diye açıklıyor. Kırmızı Sovyet yıldızları ve uçlarında imparatorluk, Sovyet ve Rus askeri madalyaları takılı turuncu–siyah şeritli Aziz George kurdelesi resimleriyle kaplı küp biçimli tek katlı küçük bir yapının önünden geçiyoruz. “Buraya girebiliriz,” diyor Sasha omuzlarını silkerek. “İçerisi 90’lı yılları yaşamış insanlarla doludur ama.”
Sasha da 90’ları yaşayanlardan. 1991’in Aralık ayında, o doğmadan sadece birkaç ay önce, Kremlin Sarayı’nın gönderinden Sovyet bayrağı indirilip yerine Rusya’nın üç renkli bayrağı çekildi ve çağdaş Rusya’nın hafızasında lanetli bir dönem olarak yer eden o 10 yıllık süreç başladı. Rusların da varlıklı Batılı mevkidaşları gibi yaşamaya başlayacağı beklentisi yerini acı gerçeklere bıraktı. Güdümlü ekonominin yerini piyasa ekonomisinin alması ve yüzyıllar boyunca mutlak monarşi ve totaliter yönetim altında yaşamış bir toplumun demokrasiye geçmesi oldukça zorlu bir süreç olacaktı.
Ben 90’lar dönemini yaşamadım. Ailem Moskova’yı 1990 Nisan’ında terk etti. İlk geri dönüşüm 2002 yılındaydı ve çalkantılı 90’ların panzehri olarak görülen Vladimir Putin’in devlet başkanlığı dönemi tüm hızıyla sürüyordu. Sonrasında Rusya’ya defalarca geldim ve birkaç yıl da Rusya’da muhabir olarak yaşadım.
27 yaşındaki girişimci Radik Minnakhmetov, ofisinde dikkat çekici bir şekilde sergilenen Putin portresini düzeltiyor. Yanında, Moskova’nın yaklaşık 700 kilometre doğusundaki Tataristan’ın devlet başkanının resmi duruyor. Minnakhmetov, 24 yaşında Tataristan’ın başkenti Kazan’a inşa edilen fütürist stadyumun başına geçmiş.
Tanıdığım pek çok Rus şu ya da bu şekilde 74 yıl süren Sovyet deneyimi tarafından şekillendirilmiş insanlar. Bu tarih genelinde yaşanan trajedinin içinde yer alan kendi ailelerimizin öykülerini ve trajedilerini kişisel anlamda, içselleştirmiş olarak biliyoruz biz. Ancak yetişmekte olan yeni kuşak, yalnız 90’lı yılların travmasını taşıyan ve sonrasında da Putin tarafından sıkı bir şekilde yönetilen Rusya’dan haberdar.
Bu yıl, Sovyetler Birliği’nin çöküşünün 25 yıl ardından, Sasha gibi gençlerle tanışmak için yeniden Rusya’dayım. Kim bu gençler? Yaşamdan ne bekliyorlar? Rusya için beklentileri ne?
Sasha ile her yanı ahşap taklidi muşambayla döşenmiş penceresiz bara girip ince plastik bardaklarda verilen suyla inceltilmiş bira alıyoruz. Eşofman ve sandalet giymiş, telefonlarından tiz Rus pop melodileri yükselen, her tarafı dövmeli kırmızı suratlı adamların arasında bir yer buluyoruz kendimize.
Nijniy Tagil’in “fabrikalar ve esir kamplarıyla dolu bir yer” olduğunu söylüyor Sasha. Bir zamanlar Sovyetler Birliği’nin tren vagonları ve tanklarını üretmesiyle ünlü bu kent şimdilerde boş fabrikalar, işsizlik ve Vladimir Putin ile anılıyor. 2011 yılında Putin üçüncü kez başkanlığa dönmeye niyetli olduğunu açıkladığında, Moskova ve diğer büyük kentlerde protesto gösterileri yaşanmıştı. Protestocuların çoğu genç, eğitimli ve kentli orta sınıftan insanlardı. Olayların yaşandığı o kış, Nijniy Tagil’den bir fabrika işçisi ulusal kanalda Putin’e kendisinin ve “arkadaşlar”ının Moskova’ya gelip protestocuları dövmeye hazır olduklarını söylemişti. Putin teklifi geri çevirmişti ama Nijniy Tagil de Putin diyarının kalbi olarak görülmeye başlamıştı.
Artık Nijniy Tagil’in, kenti güzelleştirmesi için Putin tarafından gönderilen yeni bir belediye başkanı var ve kentin ileri gelenlerinden biri buraya şık bir sağlık merkezi inşa ettirmiş. Ama hayat hâlâ zor. Sasha okulda kaynakçılık eğitimi almış. Bir fabrikada çalışarak iyi para kazanıyormuş. Ta ki petrol fiyatlarında yaşanan ani düşüş ve Ukrayna işgali sonucu Batılı ülkelerin uyguladığı ambargo nedeniyle ekonomi çökene kadar. Maaş alamamaya başlamış. Bir yıl kadar iş aradıktan sonra, iki saat uzaklıktaki bir Boeing fabrikasında iş bulmuş. Şu sıralar ayda 30 bin ruble yani 450 dolar kazanıyor, ki bu da bölgede yaşayanların ortalama gelirine eşit bir tutar.
Sasha’yla uzun bir iş gününün ardından buluştuk. Yorgun. Elleri kir içinde. 90’lı yılları atlatmış insanların doldurduğu bu barda kendini rahat –ve güvende– hissetmiyor. Betimlediği kent, aşırı konformist bir yer. “Burada insanlar görünüşü kendilerine benzemeyenlere karşı agresif davranır,” diyor. Ortama işçi sınıfına özgü yerel bir görünüm hâkim: Eşofman ve az kaküllü, üç numara saç. Yaşıtlarının çoğunun eski mahkûmların çocukları olduğunu söylüyor. “Yasalara saygıları yok,” diyor Sasha. “‘Adam dediğin ya askerdedir ya da hapiste.’ Bunu altıncı sınıftaki hocamız söylemişti,” diye anlatıyor.
Sasha da yumruk yumruğa kavga etmeyi, bıçak çekmeyi öğrenmiş. Bir defasında kavga sonrasında eve bir başkasının kanıyla kaplı dönmüş. Bana bunları anlatırken, garip bir şekilde, keyif alıyormuş gibi neşeli. Sasha’nın asıl yapmak istediği şey kozmopolit St. Petersburg’a kaçıp bar açmak. St. Petersburg’a birkaç kez gitmiş. Kendisini ait hissettiği yer orası. Ama kız arkadaşı, orada bir daire satın almadan taşınmak istemiyormuş. Aldıkları maaşlar düşünülecek olursa, bu isteği büyük olasılıkla hayal olarak kalacak.
Nijniy Tagil’de durum genel olarak böyle: Gençlerin, Putin Rusya’sının gerçekleri nedeniyle ulaşamadıkları gençlere özgü hayalleri var. Gezmek istiyorlar ama maaşlarını ruble cinsinden alıyorlar ve rublenin satın alma gücü ekonomik kriz nedeniyle yarı yarıya düşmüş durumda. Kendi işlerini kurmak isteyenler var ama yerel yolsuzluklarla nasıl başa çıkacaklarını bilmiyorlar. Bu nedenle azla yetinmeyi öğrenmişler. Ev ya da apartman dairesi ve araba almak, aile kurmak istiyorlar. Özlemini duydukları şeyler, aileleri 90’lı yıllarda yaşadığı için sahip olamadıkları şeyler aslında.
Muhalefet partisi Öteki Rusya taraftarları Moskova’da bir gösteride üzerinde partinin amblemi el bombası olan kolluklar ve bayraklarla. Yasaklanan aşırı milliyetçi bir siyasi partinin üyeleri tarafından 2010 yılında kurulan Öteki Rusya, Putin hükümeti tarafından tanınmıyor.
“90’lar mali açıdan bizim için çok kötüydü,” diyor Nijniy Tagilli 20 yaşındaki Alexander Kuznetsov. “1998’de babam bizi terk etti.” O sırada Alexander üç yaşındaymış. “Annemin maaşı ancak beni yedirip içirmeye yetiyordu. Pek bir oyuncağım olmadı,” diye anlatıyor. “Ailede tekim.” Bu kendisini çok etkilemiş. “Benim için en önemli şey aile,” diyor Alexander, ana meydana yakın bir kafede oturup kahvelerimizi yudumlarken. “Bütün hayatımı yüksek pozisyonlardaki işlere girmeye harcayıp boş bir evde yaşamak istemiyorum.”
Babası 1994’teki ilk Çeçen savaşına katılmış. Ve Alexander’a “Orduya katılma oğlum,” diye öğütlemiş. Babasının 90’lara dair anılarının toplamı bu. Ancak Alexander’ın zorunlu askerlikten kaçmanın bir yolunu bulmak gibi bir niyeti yok. “Orduya katılmak hep istediğim bir şeydi,” diye açıklıyor. “Ailemdeki herkes askere gitmiş. Büyükbabamın babası İkinci Dünya Savaşı’na katılmış.” Ayrıca Rusya’da genç bir erkeğin askerlik yapması birtakım kazançlı iş olanaklarının kapısını da aralıyor. Polis teşkilatında ya da KGB’nin yerini almış olan Federal Güvenlik Servisi’nde (FSB) çalışma olanağı doğuyor. Ayrıca askere gitmesi, babası gibi polis olmasına yardımcı olabilir. “Düzenli gelir sahibi olmayı çok istiyorum,” diyor Alexander.
Onunla konuştuğumuz sırada, iriyarı, güler yüzlü ve kazınmış sarı saçlı arkadaşı Stepan gelip aramıza katılıyor. “Demek Sovyetler Birliği zamanları hakkında bir yazı yazıyorsun. O zamanlar insanlar çok daha iyi yaşıyordu,” diyor muzip bir gülümsemeyle. “Ne!” diye haykırıyor Alexander. “Daha mı iyi yaşıyorlardı?! Yok öyle bir şey!”
Bir spor ve askerlik kampında, paraşütçü birliği 10 yaşındaki küçük çocuklara silah tutmayı öğretiyor. Putin, Çeçenistan’daki isyancıları bastırmak, Kırım’ı almak, Ukrayna’yı işgal etmek ve Suriye’ye karışmak yoluyla, Rusların ülkelerinin askeri gücüne olan inancını tazeledi.
Sovyetler döneminde yaşamanın nasıl bir şey olduğu üzerine tartışıyorlar. Sonra 1992 doğumlu Stepan bana bir sorusu olduğunu söylüyor: “Siz Amerikalılar bize baskı uyguluyorsunuz, yaptırımlara boğuyorsunuz. Bizim için neler planlıyorsunuz? Savaş mı?” Kırım’ın Rus topraklarına katılmasının ve Putin’in Batı’ya karşı çıkmasının neden doğru olduğunu anlatıyor.
Stepan, Amerikalı bir muhabir olduğum için soyadını söylemek istemiyor bana ama gitme vakti geldiğinde beni arabayla bırakabileceğini söylüyor. Kentin içinden geçerken, ortaya konuşuyormuş gibi, “Buradan gitmek istiyorum,” diyor. “Nereden?” diye soruyorum. “Nijniy Tagil’den mi?”
“Hayır,” diye yanıtlıyor. “Rusya’dan.” Vatansever konuşmalarının ardından beklenmedik bir çıkış bu.
“Neden?” diye soruyorum.
“Burada yapacak bir şey yok,” diyor öfke belirtisi göstermeden. “Olanak yok, insanın kendini geliştirip bir yere gelebilmesinin yolu yok.”
“B planın nedir” diye soruyorum.
“B planım mı?” diye tekrarlıyor gülümseyerek. “Federal Güvenlik Servisi’ne katılmak.”
“SSCB’de doğanlarla SSCB’nin çöküşünden sonra doğanların paylaştığı ortak bir deneyim yok,” diye yazmıştı 2015’te Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Svetlana Aleksiyeviç. “İki ayrı gezegendenmiş gibiler.”
İnsanlar iyimserlik dalgalarına kapılmıştı. Pek çok insan Rusya’nın kısa süre içinde Batı tarzı gelişkin bir demokrasi haline geleceğini düşünüyordu. Ancak 1991 yılının iyimserliği, çoğunlukla bunaltıcı tutarsızlıklarla geçen 10 yıl içinde dağılıp gitti. Planlı ekonominin sona ermesi, belli bir kesim için büyük zenginlik ya da yeni oluşan orta sınıfa geçişi sağlarken, diğerleri hızla yoksulluk içine düştü. Mağaza rafları eskiden bulunmayan ürünlerle dolup taşarken, bu ürünleri almak için gereken paranın değeri giderek düşüyordu. Suç oranı, özellikle de ticari suçlar tavan yaptı. Siyaset toplum içine çıktı ama çoğu Rus, siyaseti kirli bir şey olarak görmeye başladı.
Devamını National Geographic Türkiye’nin Aralık 2016 sayısında veya iPad/iPhone edisyonlarında okuyabilirsiniz.
Yorum Yaz
Toplam Yorum: 0
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.